Duyu Bütünleme Terapisi

duyu-butunleme-2

Duyu Bütünleme Terapisi

Her gün çevremizde olan deneyimleri ve çevremizden gelen duyusal bilgileri yorumlarız.

Bu bilgilerin geldiği duyular: Görme, işitme, dokunma, tat, koku, denge ve hareket duyumuz (vestibüler duyu), ve kas ile eklem duyumuzdur.(proprioception). Denge ve hareket duyumuz uzay boşluğunda nerede olduğumuzu ve başımızın yerçekimine göre nerede olduğunu bilmemizi sağlarken, kas ve eklem duyumuz bize ne kadar kuvvet uyguladığımızı ve vücut uzuvlarımızın vücudumuza göre nerede olduğunu bilememizi sağlar. Bütün bu duyular bize kendi vücudumuz ve çevremiz hakkında bilgi sağlar. Beynimizin gelen duyusal bilgileri düzenlediği ve yorumladığı bu sürece Duyu Bütünleme denmektedir.

Duyu sistemimiz 7 bölümden oluşmaktadır

Vestibüler Duyu (denge): İç kulakta yer alır. Yer çekimiyle bağlantılı olarak, vücudumuzun alan içerisinde nerede olduğunu, hızını, yönünü ve hareketini algılamamızı sağlar, bize bununla ilgili bilgi verir. Bu sistem vücudumuzu dengede tutmak ve vücudumuzun postürünü korumak için temeldir.

Vestibüler girdiler nelerdir?

duyu-butunleme-1
duyu-butunleme

Proprioseptif Duyu (vücut farkındalığı): Kaslarda ve eklemlerde yer alır ve vücudumuzun nerede olduğunu söyler. Bununla birlikte vücut parçalarının nerede olduğu ve nasıl hareket ettiklerine ilişkin bilgi verir. Vücudumuzu nasıl kullanacağımızı ve konumlandıracağımızı öğretir.

Proprioseptif sistem;

Tat Duyusu: Dildeki kimyasal alıcılar tarafından işlenir. Tatlı, ekşi, acı ve tuzlu gibi farklı tatları algılamamız sağlar.

Koku Duyusu: Burundaki kimyasal alıcıların işlemesiyle yakın çevremizdeki kokular hakkında bilgi verir.

Taktil Duyu (dokunma): Deride bulunur, vücudun en büyük organıdır. Dokunma, basınç ve ağrı seviyesiyle ilişkilidir ve bu suretle ısıyı (sıcak ve soğuğu) ayırt etmemize yardımcı olur. Dokunma sosyal gelişimin önemli bir parçasıdır. İçinde olduğumuz çevreyi ölçüp değerlendirmemize yardımcı olur ve buna uygun tepkiler geliştirmemizi sağlar.

Görsel Duyu: Gözün retina kısmında yer alır ve ışık ile aktif hale gelir. Görme duyumuz nesneleri, insanları, renkleri, zıtlıkları ve uzamsal sınırları tanımamıza yardımcı olur.

İşitsel Duyu: Havadaki ses dalgalarının, dış kulak yolu ile toplanarak, iç kulaktaki reseptörleri uyarması sonucu çevremizdeki sesleri algılar ve beyin sapında anlamlandırılır.

 

4
3

Çocukların çoğunda duyu bütünleme tipik çocukluk deneyimleri ile gelişir. Çocuklar bu duyusal deneyimler ile gelen duyusal girdiyi yorumlama, ayarlama ve uygun cevap verebilmeyi geliştirirler. Örneğin çocuklar; koşma, sallanma ve yuvarlanma gibi aktiviteler ile vücutlarının uzaydaki konumu hakkında bilgi kazanırlar.

Bu kazanım/bilgi onların dünyada güvenli bir şekilde gezinmelerine yardımcı olur. Örneğin; yolun karşı tarafına güvenli bir şekilde geçmek. Bununla birlikte bazı çocukların her günki duyusal bilgiyi düzenleme becerisi olması gerektiği gibi gelişmeyebilir. Bunun sonucu olarak, oyun, giyinme, yemek yeme ve sakin durabilme gibi günlük yaşam aktivitelerinde zorluklar ile sonuçlanabilir.

Bu durum çocukta duyu bütünleme ile ilgili problemler olduğunu gösterir. Bu problem sıklıkla duyu bütünleme bozukluğu ya da duyusal işlemleme bozukluğu olarak tanımlanır.

OTİZM ANKA Duyu Bütünleme Terapisinde Neler Oluyor?

Terapinin temeli duyusal uyaranların, çocuğun ihtiyaçlarına ve sorunlarına göre planlanarak, çeşitli seanslar halinde çocuğa sunulmasıdır. 

Duyu bütünleme terapisi sırasında her çocuk kendi içinde farklı bir birey olarak kabul edilir çünkü her çocuğun farklı duyusal bozuklukları ve elbette farklı bir kişiliği vardır.

Terapi seanslarının başında çocuk değerlendirilir ve hangi alanlarda ne şekilde sorun yaşadığı tespit edilir. Çocuğun problem yaşadığı alanlardaki bozukluğun davranışlarına ne şekilde yansıdığı gözlemlenir ve uygun terapi programı çizilir. Çocuğun değerlendirme sonucu eksikliklerine göre programı çıkarılır ve terapiye başlanır. Dersler sırasında da çocuğu tanıdıkça görülen eksiklikler not edilip, zamanı geldiğinde programa dahil edilir.

Terapi, self-regülasyonu, duyusal işlemlemeyi, vücut farkındalığını, motor planlamayı veya kaba-ince motor becerilerin gelişimini hedeflemektedir. Terapist aile ve çocukla birlikte çocuğun bu alanlardaki gelişimini desteklemek için ortak hedefler belirler. Terapide, terapist çocuğun fikirlerini kullanarak ve onun liderliğinde bir seans uygulanır. Terapist bu  aktivitelerin çocuk için anlamlı hale gelmesini sağlayacaktır. Hayali oyunlar çocuğun terapist tarafından istenilen aktiviteye geçişini kolaylaştırılmak için sıklıkla kullanılır. Terapist çocuğa en uygun seviyede olması için aktiviteleri modifiye edecektir. En uygun seviye, çocuğun katılımını engelleyecek kadar zor olamayan ya da hemen yapıp ilgisini hemen yitirmesine neden olmayacak kadar kolay olmayan düzeyde modifikasyon anlamına gelmektedir. Terapi sırasında çocuk normal oyun oynuyormuş gibi görünebilir, fakat çocuk ve terapist çocuğun duyusal süreçleri ile beceri gelişimini desteklemek için düzenlenmiş aktiviteler ile çok sıkı bir şekilde çalışıyordur.

2
1

Çocuğunuzun terapi esnasında dahil olduğu tüm aktiviteler amaca yöneliktir. Aktiviteler duyusal sistemlerin gelişimini destekleyen tarzda olabilir, örneğin; çocuğun fasulye kutusunda nesne bulması ya da özel bir salıncakta sallanması. Bazı aktiviteler kuvvet ve postüral kontrolün gelişimini destekleyecektir. Örneğin; tırmanma ya da çekme aktiviteleri, büyük bir yastığın üstünde dengede durma veya trambolinde zıplama gibi olabilir. Bazı aktiviteler ise motor koordinasyon, planlama ve uzay boşluğunda zamanlama ve hareket içeren motor becerilerin gelişimini destekleyecektir. Örneğin; engel parkurları, scooter board ile belirli bir yönde gitme ya da hedefe nesne atma. Terapi ilk başta duyusal işleyişin geliştirilmesi ve postür, dikkat ve regülasyon gibi temel becerilerin geliştirilmesi üzerinde duracaktır ve ilerleyen terapi sürecinde daha çok beceri temelli aktivitelere geçilecektir. Sosyal beceriler terapide her çocuğun terapisti yanında olmak koşuluyla birlikte yapılan terapilerde geliştirilebilir. Terapinin sıklığı çocuğun bireysel ihtiyaçlarına göre değişkenlik gösterebilir.

 

Terapinin temeli duyusal uyaranların, çocuğun ihtiyaçlarına ve sorunlarına göre planlanarak, çeşitli seanslar halinde çocuğa sunulmasıdır.